Tuesday, May 8, 2012

ölüm pornosu edebi eser mi?

William Burroughs'un kitabı Yumuşak Makine ve Chuck Palahniuk'un yazdığı Ölüm Pornosu kitapları, müstehcen içerikleri sebebiyle yargılanıyorlar. Kitaplara davanın açıldığı yasa, "edebi eser" niteliğindeki yayınların yasa kapsamı dışında tutulacağını belirttiği için, bilirkişi olarak atanan Muzır Kurulu'ndan bu kitapların edebi eser olup olmadıkları konusunda görüş isteniyor. Yayınevi adına savunma yapan kişi de (medyadaki haberlerden okuduğum kısa alıntılardan öğrendiğim kadarıyla) "Diyelim ki rapor olumsuz çıktı ve mahkemenin seçtiği bilirkişiler Yumuşak Makine'nin edebi olmadığına karar verdi. Bu durumda bu kitap edebi eser olmaktan çıkacak mı? Tüm dünyada bunu akıl eden bir biz miyiz?" diyor. Yani "Bütün dünya bunun edebi eser olduğunu kabul etmiş, demek ki edebi eserdir, suçsuzdur" demeye getiriyor.

Evet, haksız değil, haklı, fakat bir eserin savunması bu temele mi oturtulmalıdır? William Burroughs bu kitabı yeni yazmış olsaydı, ilk kitabı olsaydı ve henüz dünyada kabul görmüş olmasaydı bu kitap edebi eser olmaktan çıkacak mıydı? Bu kitabı burada Ali Veli yazmış olsaydı edebi eser olduğunu nasıl kanıtlayacaktık? Türkiye'de bu nitelikte bir kitabın yayınlanabilmesi için evvela bütün dünyaca denenip onaylanması mı gerekiyor?

Yayıncının yaptığı (yahut medyanın yansıttığı) savunma kısır yasanın kısır mantığı çerçevesinde yapılan, kitabın edebi eserliğini Muzır Kurulu'ndan biraz daha üst bir merciye onaylatmaya dayanan kısır bir savunmadır. Oysa ki edebi eser olma potansiyeli bulunan her türlü yayının önünün açılabilmesi için evvela edebi eser - gayrı edebi eser ayrımı kaldırılmalıdır. Etik bir prensip olarak her eser (dolayısıyla basılmış her kitap) edebi eser kabul edilmelidir. Bundan sonra da yasada geçen "muzır"ın, yani zararlının çerçevesi tartışılmalıdır. Bir kitapta, iddianamede belirtildiği üzere "cinsel organlara kadar detaylara yer verilmesi" mi daha zararlıdır, yoksa cinsel organlara yer vererek anlatılan bir metnin fikren, vicdanen, duygusal ve bilimsel açılardan, popüler ortamdan akademik ortama hiç bir kültürel alanda kayda geçememesi, tartışılamaması, konuşulamaması ve düşünülememesi mi daha zararlıdır?

Muzır Kurulu'nu bilirkişi tayin etmek hakimi dertten kurtarır, dünyayı bilirkişi tayin etmek belki Yumuşak Makine'yi ve Ölüm Pornosu'nu kurtarır. Bilirkişi tayini yerine tavrımızı ifade özgürlüğü, bilgiye erişme özgürlüğü ve etik kavramları üzerine temellendirmediğimiz sürece ise, Ali Veli, sen, ben daima mahkum oluruz.

2 comments:

yoldy35 said...

Yazılarınızı gityat.com ' da paylaşabilir, sitenizin tanıtımını yapabilir ve kendi kanalınızı kurabilirsiniz. Sizi de aramızda görmek bizi çok mutlu eder.

annl said...

Müthiş bir yazı Memo Abi.

yoldy35,

flood yaparken en azından yazı kiminmiş diye bi baksan, komik duruma düşmezsin